"Mesleki Onurumuza Zarar Veriyor"

Eğitim-İş Şube Başkanı Kamuran Çataklı, yürürlüğe giren Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Mesleği Kariyer Basamakları Yönetmeliğine dair, "Uzun süredir itiraz ettiğimiz Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun sorunlu yapısı, bu yönetmelikle birlikte daha somut bir şekilde ortaya çıkmaktadır" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve öğretmenlerin kariyer basamaklarındaki ilerleyişlerini düzenleyen Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Mesleği Kariyer Basamakları Yönetmeliği, geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlandı.

Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi eğitim camiasının tepkilerine neden olurken, bir tepki de Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Zonguldak Şube Başkanı Kamuran Çataklı'dan geldi.

Çataklı, yazılı bir açıklamada bulunarak, şu sözlerle tepki gösterdi:

ÖMK’NİN YENİ YÖNETMELİĞİ ÖĞRETMENLERİN SORUNLARINI ÇÖZMEYE YETMEZ 

Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Mesleği Kariyer Basamakları Yönetmeliği yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Eğitim-İş olarak, uzun süredir itiraz ettiğimiz Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun sorunlu yapısı, bu yönetmelikle birlikte daha somut bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Eğitim-İş olarak unvan ayrıştırması olmaksızın eğitim emekçilerinin kıdem yılı esas alınarak ücretlerinin belirlenmesi doğrultusundaki mücadelemizi sürdüreceğiz.
Yönetmeliğin Getirdiği Sorunlar
-Unvan Ayrıştırması ve Emeğin Görmezden Gelinmesi: Öğretmenlik mesleği, toplumun en önemli yapı taşlarından biridir ve tek bir bütünlük içinde değerlendirilmelidir. Ancak bu yönetmelikle birlikte öğretmenler, 'Öğretmen, Uzman Öğretmen ve Başöğretmen' olarak ayrıştırılmaktadır. Bu unvanlar, öğretmenlerin arasında gereksiz bir rekabet ortamı yaratırken, öğretmenlerin mesleki onuruna zarar vermektedir.
-Hizmet Süresi ve Şartlar Konusundaki Adaletsizlikler
* Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik ödemelerinin emekliliğe yansımayacak olması, ekonomik koşulları sadece geçici olarak iyileştirmekte, emekliler yine açlığa mahkum edilmektedir. 
* Bu süreçte verilen eğitim programlarının ve sınavların, öğretmenlerin mesleki gelişimine ne kadar katkı sağlayacağı da ciddi bir soru işaretidir. Özellikle videolar ve yüzeysel eğitimlerle bilgiye dayalı değil, şekilci bir anlayış ortaya konulmaktadır.
-Disiplin Cezası Kriteriyle Getirilen Baskı
* Kademe ilerleme cezası olmaması şartı, öğretmenlerin üzerindeki disiplin baskısını artırmaktadır. Öğretmenlerin mesleklerini özgürce yapmaları gereken bir ortamda, bu gibi uygulamalar mesleki özerkliği zedelemektedir.
* Ayrıca disiplin cezası alan öğretmenlerin, cezası silindikten sonra başvuru yapabilmesi, süreci daha da karmaşık hale getirmektedir.
-Sözleşmeli ve Ücretli Öğretmenlerin Durumu
* Sözleşmeli öğretmenlerin ve ücretli öğretmenlerin hizmet sürelerinin hesaba katılması olumlu gibi görünse de, özellikle ücretli öğretmenlerin hak kayıpları bu yönetmelikle daha da belirginleşmiştir. Örneğin, ücretli öğretmenlikte yalnızca prim yatırılan günlerin sayılması, bu öğretmenlerin emeğinin büyük bir kısmını görmezden gelmektedir.
-Haklar ve Tazminatlar Konusunda Eşitsizlik
* Uzman ve başöğretmenlere ek tazminat ve derece verilmesi, kıdem esasına dayalı olmayan bir yaklaşımla yalnızca unvan sahiplerine ayrıcalık tanımaktadır. Bu durum, diğer öğretmenlerin mağduriyetini artırmaktadır.
* Tüm öğretmenlerin kıdem yılına göre eşit haklar alması gerektiğini savunuyoruz. Unvanlara bağlı bir mali hak düzenlemesi, öğretmenlerin emeği ve eşitlik ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

Eğitim-İş olarak bu yönetmeliğin pek çok açıdan revize edilmesi gerektiğini savunuyoruz:
* Tüm Öğretmenlere Mali Haklar Tanınmalı: Uzman veya başöğretmen unvanına bakılmaksızın, tüm öğretmenler için eşit mali haklar ve tazminatlar sağlanmalıdır.
* 20 Yıl Şartı Genelleştirilmelidir: Yönetmelikte, yalnızca şu anda 20 yılını dolduran öğretmenlere tanınan hakların, gelecekte 20 yıl kıdemini dolduracak tüm öğretmenler için de geçerli olacağı net bir şekilde ifade edilmelidir.
* Eğitim Programları Yeniden Düzenlenmeli: Uzaktan eğitim ya da yüzeysel içeriklerle yapılan programlar yerine, öğretmenlerin mesleki gelişimine katkı sağlayacak kapsamlı, etkili ve bilimsel eğitimler düzenlenmelidir.  Sözleşmeli ve Ücretli Öğretmenlerin Hakları Güvence Altına Alınmalı: Prim gün sayısına dayalı hesaplamalar yerine, ücretli öğretmenlerin çalıştığı tüm sürelerin dikkate alınması sağlanmalıdır.
Yeni yönetmelikte öğretmenlerin özlük haklarına dair sorunlar, mali haklara dair eşitsizlikler ve süreçteki belirsizlikler derhal giderilmelidir. Aralık ayı bitmeden sertifikalar düzenlenmeli ve 15 Ocak 2025’e kadar kılavuz yayımlanarak öğretmenlerin tüm hakları teslim edilmelidir.
Eğitim-İş olarak, öğretmenlerin haklarını savunmaya ve meslektaşlarımızın mağduriyetini gidermek için mücadele etmeye devam edeceğiz. Öğretmenlik mesleğinin itibarını ve değerini yükseltmek için, ayrımcılığın değil eşitliğin esas alınması için her şartta ve her koşulda, öğretmenlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz."

Kamuran Çataklı Mesleki onurumuza zarar veriyor Zonguldak aday öğretmenlik