Deniz Gezmiş ve arkadaşları unutulmadı
Zonguldak Demokrasi Platformu, idam edilişlerinin yıl dönümünde 1968 kuşağının Devrimci gençlik önderi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını bugün İsmet Paşa Parkı'nda andı.
Anma etkinliğine CHP İl Başkanı Devrim Dural, CHP Merkez İlçe Başkanı Osman Zaimoğlu, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Başkanı Erdoğan Kaymakçı, Atatürkçü Düşünce Derneği Zonguldak Şubesi Başkanı Zeynep Ünal ve KESK Dönem Sözcüsü Alper Kaya'nın yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.
“Denizlerin yolunda, Filistin halkının yanında, emperyalizmin karşısındayız” yazılı pankart açan Zonguldak Demokrasi Platformu Üyeleri, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Karanlığa teslim olmayacağız” sloganlarını attılar.
Grup adına basın açıklamasını platform sözcüsü ve aynı zamanda KESK dönem sözcüsü olan Alper Kaya yaptı.
Kaya, açıklamasında şunları söyledi:
"Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ...
İdam edilmelerinin üzerinden 52 yıl geçti. Deniz ve arkadaşlarının mücadeleye atıldığı o yıllar, başta gençlik olmak üzere işçi ve emekçilerin değişim isteğiyle tüm dünyada ayağa kalktığı yıllardı.
"68’li yıllar milyonların eşit ve özgür bir dünya; bağımsız, demokratik bir Türkiye, özerk üniversite, eşit ve parasız eğitim talepleriyle mücadeleye atıldığı bir dönemdi.
"Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bu mücadele içerisinde yetişmiş gençlik önderleriydi ve halkların çıkarlarından başka çıkar gözetmediler. 6 Mayıs 1972’de faşist cunta eliyle katledildiler. İdamları faşizmdi. İdamlarıyla, emperyalizmle mücadelenin önünün kesilmesi hedeflendi. Emekçilerin, ezilenlerin korkutulması amaçlandı ama mücadele sürdü. Binlerce Deniz, Yusuf ve Hüseyin doğdu. 3 fidan halkın bağrında, bağımsız ve demokratik bir Türkiye mücadelesinde yaşamaya devam etti.
"Bugün siyasi iktidar, ülkeyi uluslararası tekeller ve onların yerli işbirlikçileri için bir cennete; işçiler, emekçiler, gençler için cehenneme çevirdi. Yaşattıkları krizlerin sebebi biz olmadığımız halde fatura hep halka kesildi. Çalışma ve yaşam koşulları baskı ve sömürüyle ağırlaşırken mücadelelerle elde edilen haklar gasp edildi. Türkiye’nin askeri, ekonomik ve politik bağımlılık ilişkileri arttıkça yandaşların rant alanları genişledi. Kamu kaynakları yağmalandı, doğa; ranta ve talana kurban edildi. Ücretlerin insanca yaşayacak şekilde yeniden düzenlenmesi, adil bir vergi sistemi, halkın ihtiyaçlarına göre planlanmış ekonomi politikaları su gibi, hava gibi ihtiyaçlar haline geldi. İktidar egemenlerin çıkarları için milliyetçiliği ve şovenizmi de kullanarak halkı kutuplaştırdı. Türkiye, yurdun dört bir yanında yabancı askeri üsler varlığını korurken, silah ve askeri anlaşmalar ile, halklara ölüm ve yoksulluktan başka bir şey getirmeyen savaşların içine sürüklenmeye devam etti. 7 Ekimden beri İsrail tarafından katledilen Filistin halkı için bile kar anlaşmalarından, ticari çıkarlardan vazgeçilemedi. Her fırsatta ümmetçilikten ve Müslüman kardeşliğinden bahseden iktidar Filistin’in işgali sürecinde emperyalizmden yana tavır aldı. Milyonlar göçe zorlanırken, mülteci ve göçmenler pazarlık unsuru olarak kullanılırken iktidar güç odaklarının belirlediği politikaların uygulayıcısı olmaya devam etti. Emperyalist savaş tehdidinin karşısında tam bağımsız Türkiye mücadelesine olan ihtiyacın büyümesi DENİZ’lerin elli yıldır haklı olduğunun bir kez daha altını net bir şekilde çiziyor.
"Bütün saldırılara, emperyal organizasyonlara rağmen işçi ve emekçiler, emek ve demokrasi güçleri yaşananlara itiraz ediyor ve yine Deniz’in sözleriyle 'Tam Bağımsız Türkiye' diyerek savaşı reddediyor. Biz biliyoruz ki, bugüne kadar olduğu gibi bugün de Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i anmak, onların mücadelesini yükseltmekten ve daha ileriye taşımaktan geçmektedir.
"Yaşamlarını fedakarca halkın çıkarları için mücadeleye adayan üç yiğit devrimci …. Onların idamını önlemek için ölümü göze alan Kızılderede katledilen Mahirler ...
"Devrimci dayanışma ruhu ve mücadele azmi, emek ve demokrasi güçlerine birer örnektir. Bizler; Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in ve korkusuzca idealleri için ölüme giden, faşizme ve emperyalizme karşı halkının yanında olanların ateşini taşıyanları, tüm emek ve demokrasi güçlerini; Bölgemizde ve ülkemizde her türlü emperyalist varlığa karşı, her türlü işgale ve emperyalist savaşa karşı, bölgemizde ve ülkemizde halkların kardeşliği ve dayanışmasını sağlamak için mücadeleyi güçlendirmeye çağırıyoruz.
6 Mayıs eninde sonunda bir gün zafer günü olacak! Sürüyor, sürecek mücadelemiz! 6 Mayıs faşizmini unutturmayacağız!.”
Basın açıklamasının ardından denize karanfil bırakan grup, olaysız bir şekilde dağıldı.
Haber: Cevat Baran ÇAYDAŞ - Şebnem SAKA