BU OLAY DUYULURSA SENİ VURURUM

İfadesinde eski MHP Gelik Belde Başkanı ve kaçak ocak sahibi tutuklu sanık Hakan Körnüş'ün kendisini, "Anam avradım olsun bu olay duyulursa seni vururum" dediğini söyleyen Serkan Kayabaş, Afgan madenci Vezir Mohammed Nourtani'nin taşınmasına yardım ettiğini itiraf etti.

Makdülün eşyalarının yakıldığına şahit olduğunu kendisinin o esnada yemek yediğini söyleyen Kayabaş,  “ben maktulün kıyafetlerini sobaya atmadım. Nourtani ocaktan taşınırken yardım ettim” dedi.

Kayabaş, neden müdahale etmediğine dair soruyu ise ise şöyle yanıtladı:

“Bizim bulunduğumuz yerde telefon zor çekiyordu. Biz Hakan'ı aradığımızda bile sesler cızırdıyordu. Eşim ile konuşurken de sesler cızırtılı geliyordu”

İfade sırasında araya giren hakimin, “Eşini arayabildiğine göre 112'yi aramayı da başarabilirdin” diye sorması üzerine Serkan Kayabaş,

“Maktulü hastaneye götüreceklerini söyledikleri için bu nedenle 112'yi aramadık. Ben orada yetkili değilim, ayrıca sağlık hususunda bir bilgim olmadığı için karışmadım. Alaattin'in kalp mesajı yapmasına bir şey demedim.

 

Ocağın dışarısında bulunan kulübe ile vinç arasında 100 metre mesafe var. Ben hem vinç kullanıyordum, hem de 100 metrelik mesafe için vagon sürüyordum.  Eray gittikten sonra Alaattin ilkyardım müdahalesinde bulunuyordu. Ocağın havasız olduğu ortaya çıktı. Tırka dediğimiz vasıtayla Alaattin, Eray ve ben maktulü dışarı çıkarttık. Daha sonra ocağın içerisine Enver geldi. Ne oldu diye sorduğunda. Adamı yatar vaziyette bulduklarını, hırıltılı bir şekilde nefes aldıklarını belirttik. Daha sonra Hakan'dan acilen ocağa gelmesini istedik. Yanımda daha önce tanımadığım Muhammet isimli şahıs geldi. Resmi nikahlı eşim yemek saatlerinde arar. O anda da eşim beni aradığı için onların ne yaptığını bilmiyordum.

Enver Gideroğlu, ‘bu adamın kimliği yoktur. Bu adamı bir yere bırakmamız lazım' dedi.

Bunu hastaneye götürürsek ve ocakta öldüğü öğrenilirse cezaevinden çıkamayız’ dedi.

 

Sonra battaniyeye sarıp hastaneye götürelim dediler. Ambulans gelene kadar hastaneye götürürler dedim. Maktulü battaniyeye sararak arabayla götürdüler. 

Hakan Körnüş bu olayı kimseden duymayacağım. 'Anam avradım olsun vururum seni diyerek' beni tehdit etti.

Tehdit ve baskı altında olduğum için kamera çevirme ve kırma olayını ben gerçekleştirdim. Maktulün kıyafetlerini çuvala ben koydum.

 

Ne konuştuklarını bilmiyordum. Eray telefonu kapattıktan sonra maktulün eşyalarını sordu. Ben de maktulün eşyalarını gösterdim. İşinize devam edin diye patronlarımız talimat verdi. Nourtani benim yanımdan götürüldüğü için adam eksilmişti. Tek başıma çalışamayacağım için yerin altında bulunan Rıza Gideroğlu'na yanımda adam olmadığını, bana bir adam göndermesini istedim.

 

Bu şahıs Nourtani'nin işini yapıyordu. Şoförlüğünü yaptığım transiti göremedim. Çalışamayacağım için dışarı çıktım. O esnada patronlardan ve arabalardan kimse yoktu. Bunun üzerine Enver'i aradık ve transitin olmadığını söyledik. Transit geldi. Ertesi gün Enver Gideroğlu'nun kendisine ait Gökçebey’de tekel bayisine gittim. Tuvalete girecektim, 'Telefonunu uçak moduna al, Hakan abin içmiş içmiş sarhoşken adamı yakmış' dedi. Bu konuşma geçer geçmez polisler yanımıza geldi” dedi.

 

Mahkeme başkanının, kameranın yönünü değiştirmesine ilişkin sorusuna tutuksuz sanık Kayabaş, "Elbise yakma olayını Eray yaptı. Kamera kaydı dosya içerisinde mevcut, ayrıca iddianame içerisinde geçen kamera kaydının ayrıntılı bir şekilde okunması nedeniyle. Boyum 1,73 olduğu için herhangi bir kırma söz konusu değildir, boyum yetmiyor. Ben sadece Vezir Mohammed'in elbiselerini hemen yanımdaki çuvala koydum" sözleriyle yanıtladı.

OLAYI İLK BİLDİREN BİZDİK

Tutuksuz sanık Alaattin Çayırlı: “Ben ocakta çalışan birisi değilim. Ben o ocakta dahil birçok ocaktan kömür alırım. Ben oraya kömür almak amacıyla gittim. Maktul içeriden gelerek ben aracımın vagonuna kömür döktü. 5-10 dakika sonra içeriden Sercan koşarak geldi ve "Abi adam bayıldı" dedi. Ben daha önceden kaza geçirdiğim için ocağa girmeye korkarım. Normalde ocakta maktulün yakın bir yerde yattığını görünce ilkyardım müdahalesinde bulundum. Maktul bir sefer hırıltılı bir şekilde nefes alıp verdi. Nabzı atmıyordu. Kollarına baktım. Sonra tekrar kalp masajı yaptım hayata döndürmek için. Ondan sonra Hakan geldi, ‘Hakan herhalde vefat etti’ dedim. Sonra Hakan da kalp masajı yapmaya başladı. Maktulü battaniyeye koyup araca getirdik. Araca ben, Hakan Körnüş ve Enver Gideroğlu ile beraber binip ormanın içinden gidiyorduk. Enver Hakan'a durmasını söyledi. ‘Hakan dur bu adamın kimliği yok, Afgan zaten atalım’ dedi. Ben de dedim. Küfür ederek bunun mümkün olmayacağını, bunun insan olduğunu söyledi. Gittiğimiz yer yaklaşık 5 kilometre yerdi. Bahse konu araç sıkıntılıydı. Enver Gideroğlu, yol ayrımında gömelim dedi. Ben Enver'e bağırıp çağırdım. Adamı hastaneye götürelim. Sonuçta dedim kalp krizinden öldü, size bir şey olmaz dedim.

 

Bunun üzerine onlara beni bırakın dedim. Eve gidip yattım. Ertesi gün Afgan bir vatandaşın yanarak öldüğünü duydum. Bu durumda hemen avukatım ile birlikte savcılığa gittim. Olayı ilk bildiren bizdik.

Kameraların çevrilmesi ve benzin alınması ile ilgili hiçbir dahilim yoktur.

Editörün Notu: Mahkeme salonundan dakika dakika gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Afgan madenci yakılan Hakan Körnüş Serkan Kayabaş duyulursa seni vururum Vezir Mohammed Nourtani ocak sahibi MHP Gelik Belde Başkanı kaçak ocak Zonguldak mahkeme